2 Fısıltı Tren

Geri geri gitmek için kalkış düdüklerini öttürmekte olan bir trenin önünde...

- Boşveremeyecek kadar, gidemeyecek kadar, bir daha onu görmemeyi kabullenemeyecek kadar kapıldım ona
- İyi ya, afferin sana :)
- Ne diyorsun sen ya!
- Çok güzelleştin diyorum, hem de çok
- Gidemiyorum
- Gitme, dur orda
- Hayatımda hiç bu kadar aciz hissetmemiştim kendimi, bu bir başarı mı şimdi? Onu mu diyorsun bana?
- Evet, hem de en büyüğü. Kendinden sıyrıldın artık, elveda narsizm :)
- Acizim diyorum!
- Aciz olduğunu hissettiğin ve bildiğin için bu mümkün değil, olamazsın. Ucunda kocaman bir şey duran bir acının başlangıcında olmayı tercih etmek acizlik değildir ki. Bırak, binme o trene. Zaten en başından beri biliyordun binmeyeceğini. Şimdi gara kadar gelerek görkemini arttırdın bu seçimin :) Ne güzel oldun sen, ne çok sevdin öyle...
- Sarıl bana!

* * *

2 yorum:

si-men dedi ki...

ilk basta blogunun adinin neden bu kadar uzun oldugunu dusunmustum
her seyi simdi anladim (ikinci postta dank etti!!)karnindaki terbisyesiz fisiltilar
ic seslerin senin
ve fazla gercekler
o yuzden zorluyorlar
o yuzden de terbiyesizler...
peki neden karnindalar?

gercekligi oldugu gibi kabul etmek en buyuk cesarettir dogru
acizim diyebildiysen
zaten artik aciz degilsindir
cok basarili.

ellerine saglik
sevgiler
si-men

Karnımdaki Terbiyesiz Fısıltılar dedi ki...

Aslında en üstte blog adının altında ne olduğunu birazcık anlatmaya çalışmıştım. Pek açık olmamış sanırım :)

Neden karnımdalar? Çünkü orası kelebeklerin uçuştuğu yerim, sebebsiz ağrılar giren yerim aynı zamanda. Hani böyle heyecanlar, acılar...

Ne kalbim ne de beynimde bu diyaloglar. Bağımsızlar, o yüzden terbiyesizler işte. Mantıklı bile değiller bazen ve evet beni acıtıyorlar biraz

Beğenmen çok hoşuma gitti bu arada, çok teşekkür ederim :) Daha iki üç gün oldu buralardayım... Ama sevdim :)

Bu arada blogunda bana baglanti vermissin sağol :)

Eee tutamadım kendimi "fısılDılar" yazmışsın da :)