0 Fısıltı Buz gibi

Küçük bir kasabanın, çay bahçesinden bozma bir kafesinde...

- Neden güzel değilim?
- Güzelsin
- Zırva!
- Pürüzsüz ve beyaz bir yüz mü istemiştin?
- Sorun hepsinde. Neden kendimi görmekten korkuyorum.
- Sahip olduklarının farkında değilsin
- Yetinmek istemiyorum!
- Yetinmek değil, sevinmen gerek. Bu güne kadar ne kadar da çok topladın, kazandın, sevdin, sevildin
- Hepsi yalanmış
- Neden?
- Sen söyle neden? Neden şimdi kimsem yok yanımda. Neden şimdi yalnızım?
- Yalnız mısın? O var. Yalnız değilsin, belki yalnızlığı seçiyorsun
- Onu bile seçemiyorum. Yalnız bile olamıyorum. Anlamıyorsun beni, iyi değilim diyorum
- İyi olmamayı seçiyorsun. Çünkü daha kolay.
- Zorluklara karşı yürümenin bir sonu mu var söyler misin?
- Var, evet. Ne zaman kendinle durulursun, ne zaman kendini anlamaya başlarsın, o zaman.
- Sevmiyorum kendimi, sevmeyeceğim...
- Kahveni bitirmeyecek misin?
- Soğudu!
- Bir yudum al
- Buz gibi diyorum!
- Belki soğuk da güzel, bilmiyorsun ki?
- Saçmalıyorsun, gidiyorum ben.
- Dur, gitmeyeceksin, kaçmayacaksın! Kaçtığın yerde sen yok musun sanki?
- Bıktım!

* * *

Hiç yorum yok: