0 Fısıltı İzler

Gözleri acıyor. Yanıyor. Bir yandan bir sürü keşke geçiriyor içinden, diğer yandan komik geliyor hissettikleri. Kendine gülüyor. Yaşadığını sandığı derin şeylere gülüyor acı acı. Aynaya bakıyor uzun uzun... Aşağılayan bakışlar var gözünde... Kendi kendini aşağılıyor "Zerre yüzme bilmeden nasıl bu kadar derinleyebileceğini düşündün ki salak" dercesine...

- Dünya fazla geliyor
- Üff başlama yine
- Anlamıyorsun!
- Anlıyorum, benden daha iyi anlayan mı var ki seni
- ...
- Bak en azından izini görebildin
- Evet. Çok garip bi' duygu.
- Nedir garip olan?
- Evet, şu anda hiç istemediğim ama mecbur kaldığım, yutkunamadıklarım yüzünden karşıma çıkan bir ayrılık var ama... Hatta bitiş mi demeliyim? Diyemiyorum...
- Ama?
- Artık olmayacak, olmamalı
- Eee? Tamam, garip olan ne?
- Tüm bu hislerime rağmen onun izini görmek istiyorum olabileceğini düşündüğüm yerlerde
- Nasıl yani
- Onun orada olduğunu bilmek istiyorum. O orada olsun.
- Anlamıyorum seni.
- Onun izlerini gördüğüm zaman huzur doluyorum. İçim rahatlıyor sanki.
- Hmm
- Ama işte aslında böyle hissetmemem lazım. Yutkunamadığım şeyler işittiğim o değil miydi ki? Neden onun orda olması beni kızdırmıyor da rahatlatıyor?
- Pek karışmış senin için
- Evett!

* * *

Hiç yorum yok: