0 Fısıltı Karma

Yüzü yastığa gömülü, başını kaldırmamak, öylece kalmak, hiç kıpırdamamak istiyor. Nefesi bitiyor. Aslında daha uzun da kalabilirdi ama savruk kullanıyordu nefesini, hıçkırıklar, ardarda, istemsiz, garip iç çekmeler...

Nefes almak için biraz yukarı kaldırdı başını. Elinin tersi ile gözlerini yaladı, temizledi. Yastığında temizlediği gözlerinin, burnunun ve ağzının ıslak izi ona sanki küçümsercesine gülüyordu.

- Kendimden utanıyorum biliyor musun
- Ne?
- Utanıyorum hissettiklerimden
- Güzel bir tokat oldu bu sana
- ??
- Aynen öyle!
- Bu acımasızlığın sırası mı şimdi!
- Sırası ya da değil, çoktan haketmiştin
- Haketmek de ne demek!
- Arkana bak görürsün
- Ne yani bana "karma" vesaireden bahsetmeyeceksin umarım
- Aynen ondan bahsedeceğim, kendi acımasızlıkların öyle bir toplanıp vurdu ki suratına, bu yumruğun acısını daha uzun bir süre daha hissedeceksin
- Acımasızlık mı? Ben acımasız biri miyim ki? Lütfen ama... İçimi en iyi sen bilirsin, ne kadar kötü niyetli olabilirim ki ben
- Çok kötü olabilirsin, oldun
- Haksızlık ediyorsun bana. Sevmek istemek, severken aynı şiddetle sevilmeyi arzulamak ve bu dengeyi aramak gayet temiz bir duygu değil mi sence? Hayatımda en çok istediğim dengenin bu olduğunu bilmiyor gibi konuşuyorsun
- Hala içinde temiz duyguların olduğundan bahsetme bana
- Ne?! Sen iyi misin! Burada rahatlaması ve isyan etmesi gereken benim, bana daha fazla yüklenme! Zaten yaralarım beni fazlasıyla acıtıyor!
- Bak yine kendini düşünüyorsun işte. Sen busun.
- Aaa!

* * *

Hiç yorum yok: